İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 50. yılını kutladığı programını yeni bir yapıyla şekillen-dirmeye başlıyor. İstanbul Tiyatro Festivali ilk kez izleyicilerine küratoryal yaklaşımla ele alınan bir program sunuyor. Türkiye’den ve yurt dışından, yeni oyunlardan yenilikçi performanslara, toplam 24 tiyatro, performans ve dans gösterisini bir araya getirecek. Festivalin ilk küratörü, yazıp yönettiği 100’den fazla oyun ve kurduğu topluluklarla Türk tiyatrosunun son 40 yılındaki önemli isimlerinden biri olan Işıl Kasapoğlu. İlk küratörlük deneyiminin çok heyecanlı ve farklı olduğunu belirten Kasapoğlu, “Küratörlük teklifi geldiğinde kendi kafamda olan ve yıllardır yapmak istediğim ya da yapılsa ne kadar güzel olur dediğim projeleri göz önüne getirdim” diyor. Kasapoğlu, “Bunları meslektaşlarımla paylaştım. Öyle olunca yeni oyunlar çıktı. Festivalde bazen film yönetmenleri tiyatro yönettiler mesela. Zülfü Livaneli festival için oyun yazdı. Ali Poyrazoğlu’ndan Okan Bayülgen’e meslektaşlarım yepyeni projelerle geldi” şeklinde anlatıyor. Bunun iki anlamı olduğunu söyleyen Kasapoğlu, ilkinin bir festivalin yeni şeyler üretmesi, ikincisinin ise; önümüzdeki yıllara örnek oluşturması gerektiğini söylüyor. Ayrıca festival için 15 tane yerli oyunun ilk defa sahneleceğini duyuruyor. İstanbul Tiyatro Festivali’nin önemli bir gelenek olduğuna da işaret eden Kasapoğlu, “Festivaller aslında zannettiğimiz gibi kendi içinde kalmıyor. Bütün İstanbul’u, buradan yola çıkarak da ülkemizi temsil ediyor. Festivaller bir ülkenin, bir kentin kılcal damarlarıdır. Sadece o ülkenin insanlarını beslemezler, evrenseldir” ifadelerini kullanıyor.
AMERİKAN TİYATROSUNU ÖRNEK ALMAK KORKUTUYOR
Kasapoğlu oyunların yol haritasını belirlerken, “Toplum içinde, yaşadığımız dünyada beni kurcalayan her şey yol haritasını belirlememde yardımcı oldu” şeklinde anlatıyor. “Günümüz tiyatrosunda Amerikan tiyatrosu olmaya çalışıyoruz” diyen Kasapoğlu, “Amerikan tiyatrosunda hoşça vakit geçiren, zaman öldüren ve para kazanılan bir tiyatrodan söz ediyoruz. Oysa bizim paylaşmamız gereken, kendi edebiyatımız var. Bu nedenle Amerikan tiyatrosunu örnek almayı tehlikeli buluyorum” diyor. Sadece televizyon ve dizi yüzlerinin tiyatrolarda yer alıp, seyircilerin oyuncularla fotoğraf çektirmek için gelmesinin kendisini korkuttuğunu dile getiren Kasapoğlu, daha iyi metinler yazarak, edebiyatımızdan yararlanarak ve daha iyi yazarlar yetiştirerek bunun önlenebileceğini sözlerine ekliyor.
15 YENİ OYUN İLK DEFA SAHNELENECEK
Festival kapsamında Türkiye’den 15 yeni oyun ilk defa sahnelenecek. Festivale özel tasarlanıp sahnelenecek iki gösterinin yanı sıra Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan 6 yapım izlenebilecek. 3 yapım ise perdede yansıtılarak festivalde yer alacak. Moliere’in doğumunun 400. yılı ve bir sinema dehası Pasolini’nin 100. doğum yılı da özel bir gösterimle kutlanacak. Tiyatronun iki ustası Haldun Taner ve Ferhan Şensoy’a da saygı duruşunda bulunacak etkinlikte, pek çok önemli ismin yazdığı, yönettiği, oynadığı 24 tiyatro, performans ve dans gösterisi yer alıyor.
ÖĞRENCİLER BU FIRSATI KAÇIRMASIN
Festival, yerelden evrensele, geçmişten geleceğe köprüler kuran, farklı disiplinleri buluşturan, klasiklere özgün ve çağdaş yorumlar sunan, genç kuşak sanatçıları teşvik ederken usta isimlere saygı duruşunda bulunan zengin bir programla 26 Kasım’a kadar devam edecek. Eczacıbaşı Genç Bilet Projesi kapsamında, belirli sayıda öğrenci bileti 10 liradan satışa çıkacak. Festivalle ilgili detaylı bilgiye, festivalin sosyal medya hesapları ile tiyatro.iksv.org adresi üzerinden ulaşılabilecek.
Onur ödülü Ali Poyrazoğlu’nun
Törende, 60. sanat yılını ve kendi adını taşıyan tiyatrosunun 50. yılını kutlayan tiyatro oyuncusu, yazarı ve yönetmeni Ali Poyrazoğlu’na da Onur Ödülü takdim edildi. Poyrazoğlu, Bizet’nin Carmen’ine atıfla yarattığı yepyeni projesi “Habanera Makamı” ile festivale konuk olacak. Anılarından hareketle tiyatro ve operayı buluşturan sanatçıya, Çiğdem Erken Quartet eşlik edecek.
Festivale özel oyunlar
-Selçuk Yöntem’den festivale özel: İlyadaAlessandro Baricco’nun çağdaş bir yaklaşımla yeniden kaleme aldığı “İlyada”, Selçuk Yöntem’in yorumuyla hayat bulurken Fazıl Say’ın kendi bestelerinden bu performansa özel derlediği seçkiyi piyanist Ece Dağıstan Say yorumlayacak.
– Okan Bayülgen’den bir prömiyer:Richard
Okan Bayülgen, yazıp yönettiği ve başrolünü üstlendiği “Richard” ile ilk kez İstanbul Tiyatro Festivali’ne konuk oluyor.
– Ferhan Şensoy’un anısına:Şahları da Vururlar
Ortaoyuncular, Ferhan Şensoy’un ölümünden sonra “Şahları da Vururlar” ile sahnelere dönerken tarihi Ses Tiyatrosu da perdelerini yeniden festivalde açıyor.
