Ana Sayfa Güncel 7 Mart 2021 598 Görüntüleme

Kılıçdaroğlu işsiz gençlerle görüştü: Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan sizlersiniz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, lise, üniversite öğrencisi ve yeni mezun işsiz gençlerle video konferans toplantısında bir araya geldi. Yaşları 14 ile 24 arasında değişen gençlerin sorunlarını dinleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı.

“EĞİTİMLE İŞ HAYATI ARASINDA UÇURUM VAR”

Mezun olduktan sonra iş bulmakta zorlandıklarını ifade eden gençler Kılıçdaroğlu’na yaşadıkları sorunları şöyle anlattılar:

* Özellikle devlet üniversitelerinde okuyan gençlerin sıkıntısı maddiyat. Üniversitede okurken verilen KYK bursları ve krediler özellikle İstanbul’da okuyanlar için yetersiz kalıyor.

* Burs alabilenlerin sayısı çok az ve ihtiyacı olan kesime çıkmıyor çoğu zaman. Kredi kısmında ise geri ödeme koşuluyla verildiği için aslında bu gençlere çözüm yaratmıyor hatta uzun vadede sorunlara yol açabiliyor. Bu sebeple maddi yetersizliklerden ötürü üniversitede birçok öğrenci hem okuyup hem çalışmak durumunda kalıyor.

* Ama ülkemizde bu durum tam olarak böyle sonuçlanmıyor çünkü mezun olduğumuzda üzerimizde kalan kabarık bir kredi borcu iş kaygısı mahalle baskısı, belirsizlikler gibi şeylerle yüz yüze geliyoruz bunlardan kurtulmamız için öncelikle iş bulmamız gerek mezun olduğumuzda.

* Yeni mezunlardan absürt şekilde uzun süreli mesleki tecrübe bekliyorlar bunlara ek olarak gençlerden yabancı dil bilgisayar programları gibi hem zaman hem para gerektiren gibi yetenekler talep ediyorlar.

* Günün sonunda maddi yetersizlikler yaşayan arkadaşlarımız bu imkanlara sahip olamadıkları için iş bulmakta geri kalıyorlar. Üniversitelerle verilen eğitim arasında iş hayatında yapılanla arasında çok büyük bir uçurum var.

“KENDİMDEN UTANIYORUM AMA…”

* Boğaziçi’ndeki son iki dönemimi hem çalışarak hem okuyarak geçirdim. Part-time sigortasız yaklaşık bir yıl çalıştım. Bu yorucu ve yoğun dönemi geçirmemin tek nedeni mezun olduğumda işsiz kalmak istememdi.

* Mezuniyetime yakın çalıştığım yerden bir iş teklifi aldım asgari ücretten bozma bir teklifti ama o an başka bir seçeneğim yoktu ve kabul ettim. Sonra tam zamanlı ve sigortalı bir şekilde aynı yerde işe başladım.

* Derken pandemi çıktı ev arkadaşım öğrenciydi memleketine dönmek zorunda kaldı. O ayrıldıktan sonra ben de evimin giderlerini karşılayacak bir gelirim olmadığı için Bursa’ya ailemin yanına dönmek zorunda kaldım.

* Herkes benden iş hayatına başlamamı beklerken beş parasız işsiz bir şekilde eve dönmek çok çok ağırdı. Okurken babaannem bana emekli maaşından arttırdığı parayı gönderirdi bir KYK bursu kadar bile değildi miktarı ama destek olurdu.

* Ben mezun oldum çalışmaya başladım babaannemi bir yemeğe bile çıkartamadım hatta babaannem bana o harçlığı vermeyi bırakmadı sonra zaten işsiz kaldım. Hâlâ babaannemin emekli maaşından bana ayırdığı parayı alıyorum. 25 yaşında Boğaziçi mezunuyum bir yetişkin olarak.

* Bağımlı nüfus tabiri çocuklar ve yaşlılar için kullanılır ama bugün maalesef biz Türkiye’de bağımlı bir nüfusla karşı karşıyayız.

* Üretken olabilecek insanlar gençler bugün ya çalışamıyorlar çalışamadıkları için ailelerine bağlı kalıyorlar maddi olarak ya da o kadar düşük ücretlerle çalışıyorlar ki maddi destek almak zorunda kalıyorlar ailelerinden. Ya da maddi destek alamıyorlarsa benim gibi ailelerinin yanına dönmek zorunda kalıyorlar.

* Bunu çok tehlikeli buluyorum çünkü eğitimin kendini geliştirmenin bir çıktısını alamamak çok büyük bir hayal kırıklığı. Şuanda 25 yaşında yetişkin bir insan olarak ailemle yaşamak zorunda olduğum için babaannemin emekli maaşından arttırdığı parayı kendime harçlık edindiğim için kendimden utanıyorum ama bunun benden kaynaklanmadığını bilerek utanıyorum.

 “İKTİDARIN GENÇLERİ DESTEKLEMEMESİ ÇOK CANIMI SIKIYOR”

“Kimsenin çıkıp da ‘gençler iş beğenmiyor evet çünkü haklılar’ diye laf etmemesi özellikle iktidar kanadının biz gençleri bu konuda desteklememesi benim çok canımı sıkıyor. Çünkü ülkeyi yıllardır yöneten onlar. Sürekli çıkıp ‘bu ülkenin geleceği gençlerdir. Biz gençlere değer veriyoruz’ diye söylemeleri de beni çok sinirlendiriyor çünkü biz ülkenin yarınları değil ülkenin bugünleri olmamız lazım. Biz gençlerin psikolojik sıkıntılarının hafife alınması da çok canımı sıkıyor. Kaybolup giden yıllarımız geri gelmiyor çünkü. Ben bir genç olarak en çok anlayış bekliyorum tüm siyasetçilerden.”

“Z KUŞAĞI BEYİN GÖÇÜ KUŞAĞI OLACAK DİYE DÜŞÜNÜYORUM”

“Mezun olduktan sonra üniversitede kalmayı hedefliyorum ama akademi içerisindeki bu liyakat probleminden kaynaklı ciddi endişelerim var çünkü bir yerim olduğunu düşünmüyorum. Herhangi bir üniversitede kadroların içerisinde bulunma isteğim var ama kadroların ideal formunda olduğunu düşünmüyorum. Eğitimin özellikle Türkiye’de içinin boşaltılmasının uzun vadede hasar verici sonuçlarının olduğunu düşünüyorum. Z Kuşağı beyin göçü kuşağı olacak diye düşünüyorum ben çünkü Türkiye’de bir alternatif yaratılamıyor. İşsizliğin genel olarak sebebi bu alternatifsizlik veya bu alternatiflerin genel olarak elimizden alınması diye düşünüyorum.”

“MÜLAKAT OLAYININ KESİNLİKLE KALDIRILMASI LAZIM”

Gençlerin sigortasız, çok düşük ücretlerle çalıştırılmak istendiğine, bunu kabul etmediklerinde de “İş var ama çalışmak istemiyorsunuz” denildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

* Bu söylem, çok rahatsız edici bir söylem. Bunu söyleyen politikacıyı sizin bir şekliyle cezalandırmanız lazım. Mülakat olayının kesinlikle kaldırılması lazım. Siyaset kurumu kirlilikten arınmadığı sürece bu tür (torpil) olaylar maalesef karşımıza daha çok çıkacaktır.

* Üniversitelerin gerçek anlamda üniversite olması için bilimsel, yönetimsel ve mali özerkliğinin olması lazım. Bunlar olmadığı takdirde üniversite, üniversite olmaz.

* Üniversiteler eğer gerçekten bilim üretiyorsa, öğrenciyle hoca arasında sağlıklı ve tutarlı bir ilişki varsa o zaman bu üniversiteler üniversite olur. Aksi halde yönlendirilen, baskı altına alınan, tartışmaların bile yasaklandığı bir ortamda üniversite, üniversite olmaktan çıkar.

“TÜRKİYE’DE GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLETİN OLMASI LAZIM”

Kılıçdaroğlu, bir meslek yasasının çıkarılması gerektiği belirterek, gençlere bu konuda bir çalışma yaparlarsa bunu parlamentoda dile getireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Düşük ücretli işler ve işsiz sayısının çok olduğu yerde sendikalaşma olmaz. Çok sayıda işsiz vardır. Dolayısıyla işveren daha düşük ücret ödeyerek kişinin emeğinden daha fazla yararlanmak ister. Kapitalizmin ortaya koyduğu gerçek de budur. Bunu aşmak için Türkiye’de güçlü bir sosyal devletin olması, istihdam alanlarının yaratılması, kişi başına gelirin yükseltilmesi, aile destekleri sigortasının çıkması lazım. Bunların hiç birisi şu anda yok. Olmadığı için de bir umutsuzluk var ve bu umutsuzluk üzülerek ifade edeyim, besleniyor” diye konuştu.

“TÜRK TELEKOM’U HARİRİ AİLESİNE SATTIK”

Kılıçdaroğlu, gençlerin internetin kalitesizliğinden ve pahalılığından şikayetçi olduğunu aktararak, şunları ifade etti:

* Şunu gençlerin unutmaması lazım, Türk Telekom’u Hariri ailesine sattık. ve Hariri ailesi Türk Telekom’u, Türk bankalarından çektiği kredilerle aldı. Kredilerin bütün karlarını aldı, Türk Telekom’un pek çok malzemesini sattı, borçları ödemeye gelince ‘Ödemiyorum.’ dedi. Karı aldı, tekrar Türk Telekom’u bize bıraktı. Türk Telekom, internet altyapısını çok güçlendirecekti, hiçbir görevini yapmadı. Bugünkü altyapıyla maalesef baş başa kaldık.

* Eğer siz, demokrasi, özgürlük istiyorsanız, CHP dahil rahatlıkla beni eleştirmek istiyorsanız, önce bu demokratik sistemi getirmek zorundayız, otoriter sistemi bitirmek zorundayız. Ondan sonra rahatlıkla eleştiri yapabilirsiniz.

“VERGİLER NEREYE HARCANIYOR?”

* Gençler, ‘Ben, vergi ödüyorum, benim ödediğim vergiler nereye harcanıyor’ sorması lazım. Bu soruyu sormazsanız ülkeye demokrasi getiremeyiz. Ödenen vergilerin nerelere harcandığını siyasi iktidar halka anlatmak zorundadır.

* Ben vergi ödüyorum evet siz de vergi ödüyorsunuz nereye gidiyor bu paralar? Bu vergiler ağırlıklı olarak tefecilere, faizcilere gidiyorsa o zaman sormanız lazım. 19 yıldır bir ülkeyi yöneteceksiniz, 19 yılın sonunda 10 milyonu aşkın işsiz üreteceksiniz.

* Önümüzdeki seçimlerde Türkiye’nin kaderini bizler değil, sandığa gidip ilk kez oy kullanacak 6 milyon 300 bin genç belirleyecek.Türkiye’nin kaderinin belirleyecek olan sizlersiniz. Türkiye’yi kurtaracak olanlar aslında sizlersiniz.

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.